Translate

13 Nisan, 2007

UZUN BİR ARADAN SONRA MERHABA!
Yazıma, pat diye dünyanın ürkütücü gündemiyle başlamak istemesem de neden uzun bir ara vermek zorunda kaldığımın gerekçelerini anlatmaya kalkmak da lak-lak yapmak olacaktır.
Hem bu gündem, lak-lak yapan şak-şakçılarla geçiştirilmeye çalışılırken, böyle bir aymazlığın benden beklenmeyeceğini bilmek ne güzel!...
Evet dünyanın gündemi ürkütücü: Dünya’ya egemen olmak sapkınlığı içindeki sözümona gelişmişlerin neden olduğu, acı-korku-öfke-kin ve kan gündemden düşmüyor.
Bunu görmek/bilmek için bırakın çevremizi, içimize bakmamız yeterli. Gördüğümüz -ya da- duyduğumuz herşey ürkütücü değil mi?
Nedenini/niçinini biliyoruz.
Yeterki belleğimize bir göz atalım...
Tarafsızlık kuşkusu içine düşersek -ki kuşku gelişme yolunda önemli bir gerekliliktir - tarihe bakalım. Ordaki en aydınlık sayfayız biz!
İşte neden bu. Ve de amaç, bir türlü içlerine sindiremedikleri o sayfayı karartmak, yani bizi bölüp-parçalayıp yok etmek/tarihten silmek...
Ama bu defa, yanılgıya ve yenilgiye olanak vermemek, bizi yok etmeyi kesinlemek için, yeni bir strateji/yöntem uygulama kararlılığındalar. Bu bağlamda - Son günlerde haklı olarak sık sık yinelendiği gibi- öldürerek yok eden değil, öldürerek yaşatan “psikolojik silahlar” öne alındı.
Böylece: Önce bu güzelim yurdu “Kulleteyn” a çevirip, güzelim insanlarında kendini değersiz görmeyi sağlamak; bu sayede, direnme gücünden yoksun, yılgın; ne olursa olsun bana ne, diyen bir bireyler yığını oluşturmak. Ve-ve-ve....
Evet üç aşağı-beş yukarı –akıllarınca- bizi böylece silecekler, bizsiz birtek sayfası olmayan tarihten!
Öyle ya taşoranlarını da yönetimin başına getirmişken... Sultanlığı bir yana, Tanrı’nın yeryüzendeki temsilcisi sayılıyorken hem de, Wahdettin yaradı mı işlerine ki bu her türlü kullanım aracına dönen, taşoranları yarasın! Hem “Şu Çılgın Türkler” i –birkez daha- çıldırtmak sömürülenden, ezilenden başka kimsenin işine yaramıyor. Ya-ra-maz. Yine mi unuttular!...
Özetlersek, paradan başka değer yargısı olmayan, bunu da “üstün kültür” sayıp kendinden olmayanlara dayatan, onlara yaşama hakkı tanımayan bu gübürün, çağ-mağ, koşul-moşul, paranın-maranın –yani ölüm araçlarının- gücü diyerek beslenen düşleri, dünyanın dörtbir yanında –yerli işbirlikçilerinin/taşoranlarının büyük katkısıyla- kan göletlerine dönüşüyor boyuna...
Burada bunları belgelemenin–artık- sağır sultanın bile duyduklarını yinelemnin zaman kaybından başka hiçbir getirisi yok. Oysa zaman kıt + birkez daha zamanın en son dilimi üzerindeyiz. Evet, gelinen nokta bu...
Bu noktada herkes kendince soyuttan somuta yönelecek birşeyler yapmak, içselleştirdiği birikimin sonucunu/düşüncelerini yaşama katmak zorunda.
Bu bağlamda benim elimden, sizlere - bu günlerde okunması gerektiğine inandığım - birkaç kitap önermekten başka birşey gelmiyor- şu anda!...
Dilerseniz ardından kitapları tartışmaya açarak, okumayanları okumaları yolunda baştan çıkaralım!

Kulleteyn -Turan Dursun
Şu Çılgın Türkler - Turgut Özakman
Çankaya - Falih Rıfkı Atay
Hangi Atatürk - Atilla İlhan
Atatürk İçin Diyorlar ki - Selehaddin Çiller (Derleyen)
Kemalist Devrim Üzerine Denemeler -Halk Evleri Yayınları
Mustafa Kemali Anlamak - Fahrünnisa Kadıbeşegil ( Yayına Hazırlayan)
Düşünce ve Dil - L. S. Vygotsky
Dünden Bugüne Türklerde Dil ve Din - Cengiz Özakıncı
Şamanizm/Türkleri'in İslamiyet'ten Önceki Dini - Cemal Şener
Nasıl Müslüman Olduk - Erdoğan Aydın
Hacı Bektaş/Evsaneden Gerçeğe - Irene Melikoff
Oltadaki Balık Türkiye - M. Emin Değer
Kuşatılmışlar Ülkesi Türkiye - Selçuk Maviengin (Yayına Hazırlayan)
Ermeniler: Sürgün ve Göç - TTK Yayınları Ermeni Meselesi - Yusuf  Halaçoğlu
Hikmet Bayur Tarihten Güncelliğe Ermeni Sorunu - Kaynak Yayınları
Listeye şu anda elimde olan kitabı da eklemeliyim; Hulki Cevizoğlu' - İŞGAL ve DİRENİŞ
Gönül Hürriyet Aydın

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Söyleyecek söz bulamıyorum