Translate

07 Temmuz, 2011

AĞIT / SENDE-BENDE DE ÇIT YOK!!!

İKİ YİĞİT NAMUSSUZ KURŞUNLA VURULMUŞ SIRTINDAN

YATIYOR SOKAK ORTASINDA-

YER YERİNDEN OYNAMIYOR!!!

TELEVİZYONLARDA SABAH PROGRAMLARI

GAZETELER KÖR-SAĞIR-DİLSİZ

YAPRAK BİLE DÜŞMÜYOR DALINDAN!!!

HANİ "KÜRDİSTAN" KURULACAK YA

SANAL KÖKŞELERDE ÖFKE BOŞALTMA SAYFALARI HARIL-HARIL...

BİR-İKİ YORUMLA RAHATLIYOR ÇOĞU BAHÇELİ KIRMASI!!!

CİNNET DE, ONURSUZLUK, NAMUSSUZLUK DE

NE KOYARSAN KOY ADINI

BU ÖLÜMCÜL SUSKUNLUĞUN;

AMA SENDE-BENDE DE

ÇIT YOK!!!

gha - 6 Temmuz sabahı

03 Temmuz, 2011

SUYA -SABUNA DOKUNMAMANIN AÇILIMI... - Gönül Hürriyet Aydın

18 yıl önce bugün, Sivas'da dinci yobazlar, otuzdört aydın ve üç emekçiyi canlı yayın eşliğinde; dünyanın gözleri önünde yaktılar.

Bugün Recep Tayyip Erdoğan'ın polisi ("Benim polisim" Recep T. Erdoğan) bu kara günü anma/anımsatma etkinliğini de -şiddetle- engelliyor.

A+BD destekli Recep Tayyip Erdoğan ve onun polis devleti, her türlü demokratik hak arama yoluna karşı olmaktan başka; partisinin tabanını oluşturan bu yobazların yüzüne ışık tutulmasını; partisinin "şeiratın odağı" olduğu gerçeğinin tekrar gündeme gelmesini istemiyor elbette...

Onu anladık, onun ne mal olduğu ortada!! Sorun o malı halka anlatamamak ya da anlatmamakta kilitleniyor...

Anlatılmıyor...

Kof bir gürültünün uğultusu egemen, halka ulaşabilecek her olanağa!!

Bir-iki gerçek... uğultunun girdabınca yutuluyor.

Bu bağlamda olanlara -benim işime yaradığı sürece yapılan her şey demokratiktir yaklaşımıyla- sessiz kalan iki yüzlü siyasete de siyasetçiye de; sazana da sızana da söylenecek söz yok...

Benim sözüm, dik durmakla bükülmek ikileminde lay-lay-lom yapanlara:

Biliyor musun (Bildiğini biliyorum!)18 yıl önce bugün bu ülkede/ülkende aydın, sanatçı, işçi- çocuk; 37 insan, -dindar deği- DİNCİ yobazlar tarafından canlı-canlı yakılarak öldürüldü...*

Bir şey daha:

Suya-sabuna dokunmamanın açılımı, kirliliktir/pisliktir!!

* Bu yobazların/dincilerin ipi dün olduğu gibi bugün de; Kelime-i Şahadet'ten; Hz. Muhammed'in Tanrı'nın kulu ve elçisi, olduğunu söyleyen bölümü; "dinler arası dialog"/Papa Johan Paul II, aşkına çıkartan; buna gerek olmadığını söyleyen Fethullah'ın elinde.

Fethullah bunu yaptı mı? Yani, Kelime-i Sahadet'ten; "Muhamed'in Tanrı'nın kulu ve elçisi" olduğunu söyleyen bölümü çıkardı mı? Çıkardı!! Bunu islam adına yaptığı/yapabileceği söylenebilir mi? Hayır.

Ne dersiniz, "dini bütün" Fethullah bunu niye yaptı?

Dindar değil DİN SİMSARI olduğu için. Önünde kapaklandığı, el-etek öptüğü, Papa Johan Paul II istediği için yaptı bunu, Fethullah...

Johan Paul II, ne istiyor, ya da nasıl tanımlıyor, dinler arası dialoğun amacını:

Bütün dünyanın hırıstiyanlaştırılması ve İsa'ya inanmasını sağlamak.

Bu durumda, Muhammed'in Tanrı'nın elçisi olduğu, Papa'nın söyledikleriyle çelişiyor... İşte bu noktada da, Fethullah sokuluyor devreye, ve elemine ediyor...

Neyi?

"ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resûlü”- Hz. Muhammed'i.

Kim için?

Papa- yani hırıstiyanlık için.

AYDINLIK AVCILARI - Gönül Hürriyet Aydın

Bağnazlık yeniden yapılanan dünyanın neden olduğu kargaşadan yararlanarak, birkez daha insanlık karşısında.

Din, dil ,ırk adına yapmadığı ve yapamayacağı kıyıcılığın olmadığını, akıttığı kanlarla kesinliyor.

Bunlardan biri yaşamın günlüğüne "Sivas Olayları" olarak yazıldı:

Sivas 2 Temmuz 1993

Aydınlık avına çıkan yüzlerce bağnaz/yobaz güpe gündüz, dünyanın gözleri önünde, kaleminden, şiirinden, sazından, sözünden ve de yüreğinden başka savunma aracı olmayan otuzyedi aydın ve üç emekçiyi yaktı.

Sorumlular, dil sürçmelerine sığınarak, hem olayı geçiştirmeye, hem de adlarının, yaşamın günlüğüne -serpilip gelişmelerine olanak sağladıkları- yabanıllarla birlikte yazılmasına engel olmaya çalışıyorlar.

Boşuna!

Peki biz?

...

Ses-soluk yok! Henüz daha olayın boyutlarını, içeriğini kavrayamamanın neden olduğ, şaşkınlık anını mı yaşıyoruz?... Değilse ne?

Ne bu yabanıllar ve ne de onlara kanat gerenler, "Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan" memleketi karanlığa gömemezler! Yeter ki -daha geç olmadan- bu suskunluktan sıyrılalım.

Yürü bire Hızır Paşa

Senin de çarkın kırılır

Güvendiğin padişahın

O da birgün devrilir.

Sivaslı PirsultanLAR

Temmuz 1994 Berlin