Translate

23 Aralık, 2007

Mustafa Kemal Atatürk'ün 23 Aralık 1917 Tarihinde Berline Gelişi

Beyhan YILDIRIM

Bugün, Kurtuluş Savaşımızın Örgütleyicisi, Cumhuriyetimizin Kurucusu, Türk Devrimi’nin Önderi Mustafa Kemal Atatürk’ün Veliaht Vahdettin ile Berlin’e gelişinin 90. yıldönümü. 15 Aralık 1917 tarihinde Sirkeci Garın’dan yola çıkan heyet, Alman Genel Karargâhı’ndaki ve Fransız-Alman cephesindeki incelemeler sonrası, 23 Aralık 1917 tarihinde Alman İmparatorluğu’nun başkenti Berlin’deki Hotel Adlon’da basın toplantısı düzenlemiş, temasların tamamlanması ile 1 Ocak 1918 tarihinde Berlin’den İstanbul’a hareket etmiştir.

Tuğgeneral rütbesi ile heyette yer alan Mustafa Kemal Paşa’nın, aşağdaki alıntıda da belgelendiği üzere – Büyük Devrimci’nin 7. Ordu Kumandanı olarak kaleme aldığı 20 Eylül 1917 tarihli rapor – Vatan Savunması konusunda (emperyalist) Alman İmparatorluğu’na deneyimleri sonucunda güvenmediğini açıkça orta koymaktadır. General Liman von Sanders’leri, General Erich von Falkenhayn’ları cephe deneyimlerinden yakinen tanıyan Anafartalar Kahramanı Tuğgeneral Mustafa Kemal Paşa, Almanya’da da General Erich Ludendorff, General Paul von Hindenburg ve Kaiser II. Wilhelm başta olmak üzere, Alman İmparatorluğu’nun önde gelen siyasî-askerî yetkilileri ile savaşın gidişatı konusunu görüşmüştür. Atatürk, daha 17 Eylül 1914 tarihli mektubunda Almanya’nın bütün gücüne rağmen “Zweifrontenkrieg” nedeniyle savaştan galip çıkamayacağını öngörmüştür (Atatürk’ün Bütün Eserleri. Cilt 1: 1903-1915. Sayfa 201. İstanbul: Kaynak Yayınları).

Ne mutlu Büyük Türk Milletine ki, 150 yıllık emperyalizm ile mücadelemizde Atatürk (Devrimi) gibi, teoride de, pratikte de güçlü, olağanüstü bir Büyük Devrimci lidere, programa ve birikime sahibiz. Atatürkümüz, millî egemenlik, tam bağımsızlık ve bir ulusun aydınlanması, kalkınması için verdiği kararlı mücadele sayesinde haklı olarak tüm Mazlum Milletlere örnek olmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk’ün 29 Ocak 1918 tarihinde Ali Fuat Cebesoy’a yazdığı mektup:

Falkenhayn Paşa ile Sina harekâtına dair ilk karar ve tedbirlerde ve sevk ve idare noktasında bugün bilinen, o gün için bir tasavvurdan ibaret olan feci hakikatleri devlet ricalimize de kabul ettirmek ve ona göre sevk ve tedbire muvaffak olmanın mümkün olamaması yüzünden 7. Ordu’yu ve ondan sonra da 2. Ordu’yu kabul etmeyip İstanbul’a gelmiş olduğumu duymuşsunuzdur. Burada, pek aksi olarak rahatsızlıktan baş alamıyorum. Veliaht hazretleriyle Almanya seyahatine yataktan kalkıp gittim. Yirmi gün seyahet sırasında bir şey yok. Tam dönüşte trende yeniden hastalandım (Atatürk’ün Bütün Eserleri. Cilt 2: 1915-1919. Ali Fuat (Cebesoy)’a Mektup, 28 Ocak 1918. S.138. İstanbul: Kaynak Yayınları).

Kendini – hiç durmadan ve yılmadan – Vatan Savunmasına adayan, askerî, siyasî ve iktisadî cephelerdeki tüm zorluklara ve engellemelere rağmen, Büyük Türk Milleti’nin özgürleşmesi ve aydınlanması için mücadele veren Atatürkümüz’ün kararlılığı ve iyimserliği bizlere ve bizlerden sonraki kuşaklara ışık tutmaya devam edecektir.